Amatör Felsefe Üzerine

Felsefeyle amatör düzeyde ilgilenen biri olarak ilk önce amatör felsefe üzerine konuşmak istiyorum. Severek takip ettiğim Öncül Analitik Felsefe'nin çevirdiği, Michael Huemer'a ait "Amatör ve Profesyonel Felsefe Üzerine" adlı yazıyı (https://onculanalitikfelsefe.com/amator-ve-profesyonel-felsefe-uzerine/ ) okuduktan sonra bir şeyler söylemek istedim. Öncelikle yazarın, amatör felsefecilerin yayınladıklarının -en azından profesyonel felsefeciler kadar- başarılı olmayacağı düşüncesine katılıyorum. Yazının son derece mantıklı bir açıklaması var. Amatör felsefeciler profesyonel olanlara göre iş araştırma ve diyalektiğe geldiğinde daha tembeller. Bunu inkar etmem. Etmek ne haddime... Üniversite eğitiminden geçmeden de kitap ya da makale (doğaları gereği makale tanımına tam olarak uymasalar da) yazmak da haddime değil.

Kendi yaptığımı kötülüyor gibi görünebilirim. Fakat hemen açıklayayım, Yalandan Felsefe'nin yapmaya çalıştığı bir uzman edasıyla ahkam kesmek değil. Bildiğim kadarını söylüyorum ve söylemeden önce de doğru bilgi olduğundan %100 emin olmak için çaba sarf ediyorum. Yazdıklarımı felsefi değeri olan yazılar olarak da gördüğüm yok. Yapabileceğim ancak böyle olanlar hakkında düşüncelerimi açmak, bunları akımlar ve düşüncelerle birleştirerek kendim için bir şema çizmek olabilir. Örneğin kuşkuculuğun anlamını bilen biri bunu kolaylıkla Matrix ile bağdaştırabilir. (Bkz. http://politikaakademisi.org/2017/08/15/matrix-felsefesi-ve-slavoj-zizek/)  Benim yaptığım da bu.

Bu sayfanın adının "Yalandan Felsefe" olması felsefeye karşı bir küçümseme hareketi olarak değil, toplasam bir yılın araştırmasına dayanan birikimin sunabileceklerinin gerçekçi bir açıklaması olarak anlaşılsın lütfen.

Bu kadar laftan sonra neden böyle bir sayfada yazı yazdığımı veya neden beni takip etmeniz gerektiğini soracaksınız. Şöyle izah edeyim: Bu blog (hâliyle) işin uzmanlarına değil, amatörlerine ya da heveslilerine, aslında potansiyeli olan ve heveslenmelerine katkıda bulunmak istediğim insanlara hitap ediyor. Yukarıda söylediklerime karşılık şuna da inanıyorum ki amatör felsefe olmadan profesyonel felsefe elit ve maalesef toplumumuzun getirdiği algı ile "entel dantel", "ukala" bir azınlığa hitap eden gereksiz bir iş gibi görünecek, insanlar "Çok düşünme, delirirsin." laflarını etmeye devam edecek. Halbuki Descartes'ın söylediği gibi: "Felsefesiz yaşamak gözü kapalı yaşamaktır."

Tek başıma bu algıyı yıkabileceğimi falan söylemiyorum elbette. Dediğim gibi: Ne haddime? Ama bir kişiyi Sokrates'in Savunması'nın değerli ve okunması gereken bir eser olduğuna inandırabilirsem, dahası okutabilirsem, bu benim için bu yazının altında çıkabilecek her reklama, yüksek takipçi sayılarına bedel.

İşte benim hayalim de budur.

Sevgiler,

Yalandan Felsefe